* Sıvı, protein ve elektrolit dengesi - sıvı, protein ve elektrolit kaybını önlemenin yanında atılımında düzenler.
Havaların her geçen gün soğumasıyla birlikte soğuk algınlığından şikâyet eden kişilerin sayısı da artıyor. Soğuk algınlığının en sık görülen belirtileri; boğaz ağrısı, öksürük, hafif ateş, boğuk ses, burun tıkanıklığı ve hafif baş ağrısıdır. Soğuk algınlığı genellikle en fazla bir hafta veya on gün içinde, basit tedavi yöntemleri ile geçebilir. Ancak dikkatli olunmazsa, hastalık ilerleyebilir ve bunun sonucunda sinüzit, orta kulak iltihabı ve zatürree gibi ağır tablolara neden olabilir.
Vücut ısısının günlük periyodik değişimin üzerine çıkması ateş olarak tanımlanır. Normal vücut ısısı koltuk altında 37,2 °C, ağız içinde 37,5 °C, rektal 38,2 °C, timpanik 37,8 °C’nin altındadır, sabah ve öğleden sonra ölçümlerde yarım derece yüksek çıkabilir.
Dondurma erişkin çocuk herkesin sevdiği bir gıdadır. Çocukların gerçekten dondurmaya çok düşkün olduğunu, anne-babalarınsa dondurmayı çocukları hasta ettiğini düşünerek uzak tutulması gereken bir besin kaynağı olarak gördüğünü ve yasakladığını yaygın bir gerçek olarak kabul edebiliriz.
Çocuklarda en sık karşılaşılan hastalıklardan biri sık tekrarlayan ve uzun süren bademcik enfeksiyonlarıdır. Bademciklerimiz bağışıklık sistemimizin çok önemli bir parçasıdır.
Ateş düşürücü ilaçlar beyinde bulunan ısı düzenleme merkezinin normale düşürerek etki gösterirler. Bu nedenle normal vücut ısısını düşürmezler ve vücut ısısında aşırı düşme olarak adlandırılan hipotermiye yol açmazlar. Ateş düşürücü kullanılırken unutulmaması gereken bir nokta bu ilaçların hipotermi yapıcı etkisi olmasa bile yüksek doz kullanıldığında yan etkilerinin olabileceğidir, bu nedenle gerekli olmayan durumlarda ilaç kullanımından kaçınılmalıdır.
Kronik, tekrarlayan, pembe renkli, yüzeyi pütürlü olan kaşıntılı döküntülerdir. Aktif lezyonlar tüm vücütta yaygın veya bir bölgede sınırlı olabilir. Bunlar pembe renkli, sulantılı, kaşıntılı lezyonlar şeklinde olabilir. Aşırı kaşınma sonucu enfekte olabilirler. Lezyonların sürekli olarak nüks ettiği veya iyileşmediği dönemlerde cilt kalınlaşması, çizgilenmesi, soyulmalar ve renk koyulaşması olabilir. Hastalığın başlangıç yaşına göre lezyonların vücüttaki dağılımı farklılık gösterir.
2 yaş altındaki çocukların diş macunları florürsüz olmalıdır derken, şimdi 1 yaşın altındaki bebeklere bile florürlü diş macunu kullanmak öneriliyor. Flor dişin mine tabakasına nüfuz edip çürümelere karşı sağlam bir yapı oluşturuyor. Diş macunu miktarının 3 yaşa kadar pirinç kadar, 3 yaş sonrasında da bezelye kadar olması tavsiye ediliyor.
Ateş düşürücü ilaçlar alındıktan sonra ancak 30-45 dakika içinde etkisini göstermektedir. Ateşi hızla yükselen çocuklarda yapılacak periferik soğuk uygulama ateşin düşürülmesine yardımcı olacaktır.